Aslında İfade Özgürlüğü ya da düşünce özgürlüğü bir yanlışlığın düzeltmesi için tepki olrak ortaya çıkar. İfade Özgürlüğü,uluslar arası örgütlerin , demokrasiye inanan ülkeler ve toplumlar tarafından kabul görerek medya önderliğinde Birleşmiş Milletler Düşünce Özgürlüğünü bir yasa çıkarılmıştır,ama BM bir Danışmalık organizasyon olduğu için bu yasa bazı ülkeler tarafından ihmal edilmiştir. İfade Özgürlüğü tüm detayları ile uygulanması için önce siyasi rejimler halklarını piskoloji yönden tüm sıkıntıların giderilmesi için istenilen şartları oluşturulmalı. Düşünce Özgürlüğü dediğimiz zaman bazıları bu terimin yerine eleştiri terimini kullandığını görmekteyiz. Eleştiriye gelince iki çeşiti var.
1_Yapıcı Eleştiri,yani bir insan ya da bir grup insan yadaşığı ülkede ve ya çalıştığı kurumda bazı hataları düzeltmesi yönünde bir reform projesi üretmek. 2-Yıkıcı eleştiri,bu çeşite uyan kesimler amaçlar ı yalnız çalışmaların önüne engel koymak,ne yazık ki bu eleştirinin yayıgınlanmasında medya çok bütük rol oynar Irak’teki olduğu gibi. Kanımca İfade Özgürlüğü,toplumum içinde yapıcı eleştirilere dönüşmesi için siyasi rejimlerin üstüne en büyük görev düşer. Kaldı ki yapıcı eleştiri yapan eleştirilen Türkmen şahseyeti ve kurumlar dikkata alması gerektiğini düşünüyoruz,zira bilmeyenler bilsen öğrenmeyen öğrensin arıtk medya özellikle Türkmen medyası birinci hedefi davamızla ilgi tüm yanlışlıklara karşı bir seferber davranışı olzarak işini yüyüretceğini 5.Türkmen Basın Kurultayı oturumları, ayaküstü suhbetler ve yan oturumlarda çerçevesinde yaşanan olumlu tartşmalar araçlığıyla tüm Türkmen kamuoyuna açıklanmıştır. 5.Türkmen Basın Kurultaynın ardından yapılan delegeler tarafından yapılan açıklamalar ve yazılar yanlışların düzelmesi konusunda dikkat edilmesini ve ifade özgürlüğü kapsamından gerçekleşen demokratik adımlardı.
|