Kendisini “bağımsız, çok uluslu, beş kıtaya yayılmış 100’ün üzerinde çalışanı bulunan bir araştırma kuruluşu” olarak tanımlayan “Uluslar arası Kriz Grubu” (International Crisis Group/ICG), 26 Eylül 2005 tarihinde, “Taslak Irak Anayasası Hakkında Rapor” başlıklı bir doküman yayınlamıştır. Bölgesel ve ülkeler arası anlaşmazlıkların çözümü ve önlenmesi konusunda analizler yapan ve bilgi desteğinde bulunan ICG’nin yayınladığı son Irak raporunda, Irak Anayasa taslağı konusunda ciddi uyarılar yer almaktadır.
Örgüt, hazırladığı raporda, yeni Anayasa’nın etnik ayrılıkları körüklediği ve anayasa nedeniyle ülkedeki direnişin azalmak bir yana artabileceğine vurgu yaparak, taslak Anayasa’nın revize edilmemesi ve bu haliyle 15 Ekim’deki halk oylamasından geçmesi halinde, 15 Aralık’taki seçimlerden sonra “meşruiyeti büyük ölçüde aşınmış” bir hükümetin işbaşına geleceğine işaret etmektedir. Ayrıca, “Meşruiyeti sorgulanan” bir hükümetin ise, ülkenin sivil bir savaşa sürüklenerek, parçalanabileceği yönündeki kaygıları gerçeğe dönüşebileceği uyarısında bulunulmaktadır. Örgüt, bu durumun önlenebilmesi için ABD’nin Irak’ta yeni bir siyasi anlaşmanın hazırlanması ve Aralık ayında yapılacak seçimler sonrasında da bunun uygulanması için gayret göstermesi gerektiğini de savunmaktadır.
15 Ekim’de yapılması beklenen Anayasa referandumunun muhtemelen olumlu yönde sonuçlanacağı şeklinde bir öngörüye yer veren raporun sonuç bölümünde ise; Anayasa taslağının hazırlanması sürecinde keskinleşen etnik-mezhepsel kutuplaşmanın ciddi bir tehlike kaynağı olduğu, Araplarla Kürtler arasında çatışmaya yol açma potansiyeli taşıyan ‘Kerkük’ün Statüsü’ meselesine geniş çapta kabul gören bir çözüm bulunmasının Irak’ın istikrara kavuşmasına yardımcı olabileceği kaydedilmektedir.
Irak konusundaki gelişmeleri yakından takip eden ICG Ortadoğu Teknik Direktörü Joseph Hilterman da; “Irak Anayasa taslağının bu haliyle Irak’ın iç savaş ve hatta parçalanma tehlikesini ortadan kaldırmayacağına, taslağın referanduma kadar ABD’nin yeni bir girişimi ile(!) Şiiler, Kürtler ve Sünniler arasında konsensüs sağlayacak biçimde düzeltilmemesi halinde ülkenin büyük olasılıkla şimdikinden çok daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağına” dikkat çekmiştir. Hilterman ayrıca; yapılacak referandum sonucunda K.Irak’ta ve Şii çoğunluğun yaşadığı Güney’de “Evet” oyu çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek; “Kürt halkının istek ve amacının Irak’ın bir parçası olmak değil, bağımsızlık olduğuna” vurgu yapmaktadır.
“ABD’nin gelecek yıl Irak’tan çekilme hazırlığında olduğu” şeklinde bir tahmine de yer veren bu yeni rapor, işlerin hiç de Washington’dan planlandığı gibi gitmediğini göstermektedir. Kağıt üzerinde yapılan planlamaların, Irak gerçeği ile örtüşmediğini fark eden ABD ve Koalisyon Güçleri bu aşamadan sonra Irak Anayasası’nın kabulü yönünde her türlü yolu deneyeceklerdir. Ancak, Irak halkı üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek ve her türlü dış müdahaleye direnerek gerçek iradeyi ortaya koyacaktır. Böylece, önümüzdeki süreçte yaşanacak olaylar ve halkın iradesi; sürprizlerle dolu bir coğrafya olan Ortadoğu’ya yönelik manipülasyonların beklenen sonucu doğurmadığını bir kez daha kanıtlayacaktır.
|