İçimin yorgunluğu .. Bu yorgunluk başka beynim İlk akla gelen anlam değilim! Hüzün yüklü bakışlarla bakıyorum. Acımı, buruk buruk boğazıma düğümlüyorum Canım yanıyor.. Gözlerim ağlıyor da ama sanki ağaran benim Ve sarılacak bir tek rabbim kalıyor..
UYUYA KALDIK
Gurbet denizinin dalgalarındayım yine bugün.. Hareket etmiyorum.. Edemiyorum.. Dalgalar beni götürüyor.. Zeval olmuş memleketime.. Gözlerimin buğusunda duraksıyor dalgalar.. Uyanmak istiyorum artık, Şu savaş ve yoksulluklardan yoruldum.. Ama uyanamıyorum.. Nem-i dideler yağıyor dirhem dirhem satırlarıma.. Sen hem benden uzaktaydın, hem de rüyalarımdaydın ey KERKÜK'ÜM..! Kararsızdım.. Ama müteşair değildim.., Lerzedârlar gibi titretirdi gurbetinin hasreti.. Rüyamda da suskundun sen, Ben de sustum ey garip KERKÜK..! Ve bir daha uyanmamak üzere suskunluğumuzla uyuduk.. Bu köhne Hazan günlerinde uyuya kaldık Rüya denizimizde uyuya kaldık Tahammüller mateminde..!
TATLI CEFA Acı fikirli insanlar gördüm.. Yaralarına kilit vuranları Boy boy yalnızlık biriktirenleri Bıçak sırtı gurbete gidenleri Bir sergüzeşt uğruna ölenleri Leyl-i kamerlerde Sükût’a erenleri Ve hiç acımdan düşürmeden sordum Refik-i Ala’ya; -Senin cefan bu kadar mı tatlıydı..?
MAHZUN KAMER Ey huzur semasının mahzun kameri Kamer-i leyl ile seyredeyim seni Seni öylece zincirleme bir hasretle beklerim Beklerim seni tek yıkımlık umutlarla Umutlarla senin için ben bentler, beyitler döşerim Döşerim ki içinde biraz saadet ve biraz masumiyet fidanı çoğalsın..
|