Hayat gittikçe gelişiyor, ilerleyen teknoloji sayesinde insanlar tembelleşiyor, dünya küçülüyor. Çağımız iletişim çağıdır. Bunu herkes biliyor. Ancak, bazı insanlarımız var ki, hala bu kültürden yoksun yaşamaktadır. Eleştiri kültürü de bunlardan biridir. Yaşamda her şey genel kültüre bağlıdı. Genel kültür de eğitim ve âli tahsil ile elbette değildir. Onlarca profesör var ki, meclislerde konuşmalarını bilmezler. Bazı kimseler de var ki, konuştukları zaman ağızlarından bal damlar. Hitabet güçleri de bir yana insanlara moral verir ve motive eder.
Bugün birçok yönetici konumunda olan söz de liderlerimiz, toplumu kucaklamaktan aciz kalmışlardır. Etraflarına topladıklar beş on kalitesiz, kurum ve kuruluşların barını istedikler gibi paylaşmakta ve doyasıya keyfini çıkarmaktadırlar. Her platformda gündeme gelen bu gibi eleştirilerden, yöneticilerimizin ders almayışları hem kendilerini hem de toplumu ve milli davanı derinden etkilemektedir.
Irak’ta gelişen siyasi süreç, toplumumuzu yeni bir yapılanmaya sürüklemesi şüphesizdir. Bu yapılanma öncesi yöneticilerimizin ellerini yeniden taş altına koyup koymadıklarını bir kez daha düşünmelidirler. Geçmişteki hatalarını ve gelecekteki çalışmalarını çok iyi sorgulamalıdırlar. Bin yıldan beri aynı kaderi paylaşan, uzlaşmayı seven medeni ve çağdaş bir toplum olarak, her kesimin bir araya gelip, eski ceberutlarımızı unutalım, yeni bir YOL HARİTASI kendimize çizelim. Elimize tüfeği tutturan çakmayı öğretmeyen bir anlayışla hiçbir yere varamayız. Derin denizler de bizlere yüzmeyi öğretmeyen bir sistemde hem öğrenci hem öğretmen boğulmaya mahkûm durumda ki tehlikenin farkına varmak, paçayı kurtarmak gemiyi daha fazla güvence altına almak demektir. Yoksa elimizdeki taşların etkisi kalmayabilir. Attığımız taşarlın düşmana değmesini hedeflerken NAR’a değer de…
|