( ARAÅžTIRMA )
YUNUS DEMİRCİ ( 1942 – 2002 ): Kerkük’ün Bulağ mahallesinde doğdu, babası demirci olduğu için demirci soyadını aldı. Çocukluğundan beri Türk Sanat Müziği ile ilgilenmiştir, özellikle Türkiye’den gelen Zeki Muran’nın filimleri, taş plakları ve Türkiye Radyosundan dinlediği klasik Türk şarkıları. İşte bu zengin müzik ortamında büyüdü. İşittiği bu müziğin benzerini Türkmen müziğinde yapmağı hep dilemişti. O Türkmen halk müziğini iyi bilip tanıdığı için bu müzik yeni ve farklı bir şey olur diye düşünmüştü. İkisi arasında, yani Kerkük manileri ve Türk sanat şarkıları, başka deyişle eski kalıplar ve modern kalıplar arasında bir köprü kurmak amacıyla kafasını uzunca yürütmüştü. İşinde öyle titizdi ki bu işe adım adım yaklaşmıştı. Nitekim 15 yıl müzik hayatında yalnız 11 şarkı yapıp Irak Türkmen Radyosunda kaydetmişti. Onun verimli yılları 1960 – 1975 arasında kalıyor. Bu yıllarda ölümsüz eserler yapıp adını ölümsüzleştirmişti. Nitekim şarkıları şimdiye kadar çalınıp zevkle dinleniyor, özellikle şu şarkılar:
Kör oldu gözüm kör oldu ( Çargâh ) Söz ve müzik : Yunus Demirci
Yarımı görsem, ruhum şad etse ( Bayat ) Söz ve müzik : Yunus Demirci
Anemi çok severim ( Rast ya da segâh ) Söz : Reşit Kazım Bayatlı
Müzik : Yunus Demirci
Aman bizim yar ( Bayat ) Söz ve müzik : anonim
Gönlümde bir saltanat ( Nehavant ) Söz ve müzik : anonim
Gelse ne var gelse ( Rast ) Söz ve müzik : anonim
Bekledim yarımı gördüm Geçti bahar gelmedi yar Göründüğü gibi bu eserlerin arasında bir çocuk şarkısı( Anemi çok severim ) vardı ki Irak Türkmen müziğinde, aynı sanatçı besteleyip aynı sanatçı tarafından okunması belki ilk defa oluyor ve aynı anda bir yenilik sayılıyor. Bu alanda ve diğer konularda spiker ve edebiyatçı Adnan Sarikahya şöyle anlatıyor “ Yunus Muittin Demirci Türkmence Radyosunun açılışından sonra resmi olarak şarkı kaydeden solistlerin başında yer alır. O Türkmence Radyosu için söz ve besteleri kendisine ait olan birçok şarkı kaydetmiştir. O Türkmen müziği alanında ender rastlanan bir bestecidir, eserleri özel tip ve forumlu birer Türkmen şarkısıdır. Müzik alanında makam uzmanıdır. Onun Ana mesleği ziraat uzmanıdır “. 1980’den sonraki dönemde, müziğin yozlaştığı yıllarda sanatçı bu duruma karşı sessizliği tercih etmiştir ve yavaş yavaş inzivaya çekilmiştir. Ömrünü adadığı bu müzik gözünün önünde eriyip gidiyordu ve buna karşı ölümsüz eselerini dertli dertli ve kendi kendine hep terennüm ediyordu:
Kör oldu gözüm kör oldu
Kırıldı dizim kırıldı
Nitekim 13 – 1 – 2002 tarihinde Yunus Demirci dertli dertli dünyaya gözlerini yumdu ve sonsuz ilahi müzik âlemine göç etti…
Yârimi görsem ( Bayat )
Söz ve Müzik: Yunus Demirci
Yârimi görsem ruhum şad etse
Gölgesin öpsem sonrası ölsem
Gel mene gel nazlı yârim
Gel mene gel derduv sorum
Sensen menim ca a a a nım
Kadav olum fidav olum kurbanıv olum
Yârimi bulsam
Gönlünü alsam
Ruhun ÅŸad etsem
Elini öpsem
Bir dönse halimi sorsa
Bir dönüp kalbime baksa
Yazılıptır ya a a a rim
Kadav olum……………..
Ömrüm de sönse
Gözüm kör olsa
Dilim lâl olsa
Gölgesin görsem
Yalvarsam sonrası ölsem
Koklasam sonrası ölsem
He diyerem ya a a a rim
Kadav olum…
NECDET KİFİRLİ ( 1950 - ) : Geleneksel Türk Sanat Müziği kalbi içinde olan şarkı ve solo şarkılar, ancak bizim Irak Türkmen Müziği içinde parmakla sayılan birkaç sanatçılarından ve en başta gelenlerden birdir Necdet Kifrili. Türkmen müziğinde şarkı okuyanlarından biri olmak ve bu sanat türünü geliştirmek her babayiğidin işi değildi ya da Kifirli’nin anlattığı gibi( Bu sanat türünde gereken üstün kabiliyet ve müzikteki bilgilerin az olduğunu görüyoruz ve algılıyoruz. Org enstrümanı şarkı kavramına ve müziğine asla girmez, ben düğünlerde okumayı başaramam, çünkü ben eğlence için değil sanat için varım ve benimle eşlik eden yetenekli müzisyenler olmalılar ). Buda gösteriyor ki Kifrili ne kadar ağır başlı, ciddi ve sanatına bağlı bir sanatçıdır. Çünkü sanatçı insanların duygularını okşatmak için vardı, nitekim Kifrili sanatını icra ettiği zaman coşarcasına okur eseri, buda özelliklerinden birisi sayılır. Bir özelliği de dinleyiciyi coşturup sanatçıya bağlanmasıdır. Sanatçının hayat hikâyesi yukarıda söylediğimizin en somut göstergesidir ve devamı şöyledir:
Asıl adı Necdet Abdulkadir Tevfik, Kerkük’e bağlı olan Kifri nahiyesinde doğup büyüdüğü için Kifrili soyadını almıştır, doğum yılı 1950’dir. Buda gösteriyor ki Kifrili çocukluk çağını Türkmen radyosunu dinleyerek geçirmişti, birçok Türkmen sanatçıların etkisi altında kalmıştı, özellikle Yunus Demirci ve birçok Türk sanatçıları. İşte Türk Sanat Müziğine aşkı buradan kaynaklanıyor…
Kifrili İlk, Orta, Liseyi Kifri’de bitirdikten sonra 1967 yılında Bağdat Üniversitesi Beden Eğitim Fakültesinde okudu. 1970 – 1971 yıllarında mezun oldu ve Tuzhurmatu ilçesine öğretmen olarak atandı. Daha sonra Dibis kasabası ve Kerkük’te öğretmenlik yaptı…
Kifrili’nin müzik hayatının dönüm noktası Milli Türkmen Müzik topluluğa katılışıyla olmuştu 1970’lerde. Bilindiği gibi bu topluluğa büyük yetenekler katılmışlar, amaç Arabesk’e kayan müziğimizi doğru ve milli yöne çevirmektir. Burada maksat Türk sanat müziğidir ki o bütün Türk müziğin esası ve gerçek kaynağıdır. Nitekim bu esas üzerine, diğer Ortadoğu milletleri gibi Arap müziği de temellerini atmıştı, Seyit Derviş’ten başlayarak, Muhammed Abdulvehap, Zekeriya Ahmet ve Seyit Makkavi’ye kadar. Neden aslı, orijinali terk edip alt bölüme yönelmektir? Başka bir deyişle bizim Türk müziğimiz bu kadar zenginken neden başka müziğe yakınlık göstermek. İşte bu topluluğun amacı bu anlayışta yoğunlaşmaktır. Doğrusu bu anlayış ilk günden beri Irak devlet anlayışına karşı geliyordu. Baas devleti bunun fakına varıp o topluluğu kapatana kadar üç kocaman yıl geçti. Buda güzel bir fırsatıydı, gençlerimiz eğitip bu yönde birer solist çıkartmak imkanı bulunmuştu. Şarkı solistleri arasında Necdet Kifrili’nin özel bir yeri vardı, nitekim Kifrili sonuna kadar bu anlayışa sadık kaldı. Bu topluluktan çıkan bir kısım sanatçı baskılara dayanamayıp sanattan el ayağını çekmişti, bir kısmı da kendi kültürün terk edip başka milletin müziğine hizmet etmeğe uygun görmüştü. Ama sanatçımız sonuna kadar dayanmıştı, Türk sanat müziğinde güzel eserler vermişti ve yıllar geçtikçe sanatıyla olgunlaşmıştı. Onun eserleri sayıda az olsa da ama değerleri çok büyüktür, örneğin:
Bu dağlarda ( TV için kaydetmiştir ). Sensiz kalan günlerde ( = ) Ayağıma kapanırsın ( = ) Bülbül uçar ( Türkiye’de TV 7 kanalında okumuş ve çok beğeni toplamıştı )
Netice itibarıyla bu iki sanatçı birbirini tamamlamak, Irak Türkmen müziği içinde Sanat Müziğini var etmek çabasında ömürlerini adamışlar, Yunus Demirci öldüğünde onun yolunu tamamlayıp parlak bir yere getirmişti Necdet Kifirli, sonrası ne olacak? Kim bu yolu tutup devam edecek ve bizim müziğimiz ileriye götürecek? Cevapsız soru!!
|