Telafer’in lalesi Kımızı kırmızı açar Şafak sökerken Gülü solar Karanlığa kaçarken Aydınlığı arar Gecesi sarı Gündüzü yarı Doğuşu bomba Duruşu haraba Ansızın patlar Sonsuzu sarsar Baba bu gün Vurdular Kale’mizi vurdular Bülbül öterken Balsını boğdular Baba bu gün Yıktılar Yuvamızı yıktılar Can boğazdayken Boğazımızı kestiler Telafer’in lalesi Görünür kalesi Derindi yarası Yatmadan Balası ağlar Sut yerine Kan emer Telafer’di gülümüz Bükülmüştü bilimiz Kararmıştı gözümüz Artık : Kana kan Cana can Güle gül Yolu bul sende yara Bende ara Şan gibi kan Dağ gibi can Bel imkân Geldik yarım Kaldık yarım Bardak yarım Gün battı Karanlık çöktü Yarım yarım
|