Türkmen kültürü ve sanatının Irak’taki önemli merkezlerinden biri olan Erbil, tarih boyunca birçok değerli şahsiyet yetiştirmiştir. Tarihi geçmişi, gelenek ve görenekleri, kültürel ve sosyal hayatı ile de tamamen Türkmen rengi taşıyan Erbil, edebî şahsiyetlerin, ilim-irfan sahibi değerlerin ve sanatçıların harman olduğu kadim bir şehrimizdir. Erbil, her zaman ve her devirde Türkmen folkloru ve müziğinin önemli bir merkezi olmuştur.
Türkmenlere özgü hoyrat sanatında üstün bir seviye tutturan Erbil, bu vadide birçok sanatçı yetiştirmiştir. Türkmeneli coğrafyasında ilgi ve sevgi uyandıran Erbilli ses sanatçıları arasında Şahaba (1891-1939), Samed Küreci (1898-1980), Hacı Cemil Kapkapçı (1904-1995), Mışko adıyla tanınan Şevket Mehmet Sait ((1908-1981), Hacı Fayık Mehmet Sultan Bezirgân (1918-2 Nisan 1995), Hamit Küreci (1919-1983), Hacı Haydar Bakkal (1926- 1979), Nurettin Assaflı (1928-1998) ve Mehmet Ahmet Erbilli (doğ. 1933) ilk akla gelen isimlerdir.
Bu yorumcuların dışında besteci olarak ün yapan Erbilli iki sanatçı daha vardır. Bunlardan biri Fuat Osman Erbilli (1939-2013), diğeri ise 9 Ocak 2015 tarihinde kaybettiğimiz Yunus Hattat Demirci’dir. Yunus Demirci, gerçekten Türkmen müziğinin repertuarına unutulmayan besteler kazandırmış değerli bir bestekâr sayılır. Hayatı Asıl adı Yunus Şakir Mecit olan Yunus Demirci 1933 yılında Erbil Haneka mahallesinde doğmuştur. Çocukken babasının bakkal dükkânında çalışmış, 7 yaşında iken de mahalle mektebindeki hocalarda okumuştur. 1947 yılında 14 yaşında iken akşam (gece) mektebine devam etmiş, ilkokulu bitirdikten sonra eğitimi bırakmıştır. 1951 yılında orduya intisap etmiş ve 1958’de askerlik hizmetinden ayrılmıştır.
Hat sanatına karşı olan ilgisinden dolayı hattatlık yapmaya başlamıştır. 1960 yılında babasını kaybeden sanatçı, 1961’de İl Özel İdaresi (Mahalli İdare)’nde hattat olarak çalışmaya başlamıştır. 1964’te memur olarak başladığı posta dairesinden 1969 yılında ayrılmıştır. Bu tarihten sonra serbest olarak çalışmaya başlamış ve Güzel Sanatlara karşı olan eğiliminden dolayı açtığı büroda çalışmalarını sürdürmüştür. Resim, hat, dekor, renkli fotoğrafçılık, müzik aletlerinin bakım ve onarımı, bağlama sazı yapımı üzerine açtığı atölyede çalışmıştır.
Güzel sanatlar alanında kendi kendini yetiştiren Yunus Demirci, en çok hat sanatında şöhret kazanmıştır. Uzun yıllar sürdürdüğü hattatlık mesleği yüzünden halk arasında daha çok Yunus Hattat adıyla tanınmıştır. Yunus Demirci 12 yaşlarından itibaren okuyuculuğa başlamış ve sesinin değerini anlamıştır. O yaşlarda ilgi duyduğu Diyarbakır’ın ünlü sanatçısı Celal (Güzelses) Beg, Bağdatlı makam okuyucusu Muhammed Gubbanci ve Mısır’ın büyük sanatçısı bestekâr ve hanende Muhammed Abdülvahab gibi eski ses sanatçılarını taklit ederek çağırmağa başlamıştır. Daha sonra kendi yolunu ve üslubunu bulmuştur.
Sanat Hayatı Önceleri babasının teşvikiyle Kuran-ı kerim ve dinî havalar okuyarak sesini duyuran sanatçı, giderek halkın sevgisini kazanmış ve Molla Yunus adıyla tanınmaya başlamıştır. Daha sonra camilerde, şenliklerde ve mevlitlerde Kuran-ı kerim, medhiye, muvaşşahat ve tenzile havaları okumuştur. Kendi ifadesiyle “din aşkı, millet borcu” saikıyla ses sanatçısı olmaya zorlanmıştır.
1959 yılında Bağdat Radyosu Türkmence kısmının mikrofonu Erbil’e ulaşınca, Yunus da Türkmence Radyosunun ses sanatçısı olmuş ve Ramazan adlı ilk parçasını radyo için okumuştur. 1964-65 yıllarında Bağdat Radyosu ve Televizyonu için başka parçalar da kayde aldırmıştır.
Yunus Hattat’ın en güçlü yanı yaptığı bestelerle ortaya çıkmıştır. Velut bir sanatçı olan Yunus’un yazıp bestelediği şarkıların sayısı yüze varmış ve çoğu halk tarafından sevilmiştir. Özellikle Saba makamında bestelediği “Garip kaldım gurbet elde kimsem yox” adlı parçası, onu Türkmeneli coğrafyasında ünlü kılmıştır. Sözleri ve bestesi kendisine ait bu parçadan başka, kendisinin de çok beğendiği bir diğer şarkısı şudur: Şahitti mene gökte yıldızlar Geceler yatmam yaralar sızlar
Bestelerinin bir kısmını Erbilli ses sanatçılarına vermiştir. Mehmet Ahmet Erbillinin okuduğu “Esmerimsen esmerim” ve Hacı Fayık Bezirgân’ın “Hele yarım hele” başlıklı parçalar da Yunus Hattat’a aittir. Nurettin Assaflı’ya da beste veren sanatçı, anonim olan hoyrat ile Kerem havaları da okumuştur.
Dinî itikadı sağlam, mütedeyyin ve temiz kalpli Müslüman bir Türkmen olan Yunus Hattat Demirci, ziyaret ettiği Şeyh Abdülkadir Geylani’de bir oğlu olması için niyaz etmiştir. Muradı Allah tarafından kabul görmüş ve bir erkek evladı dünyaya gelmiştir. Bunun üzerine doğan oğlunun adını Abdülkadir koymuştur. Oğlu Abdülkadir’i bahşeden Kadir Allah’a karşı Yunus, şükür ve minnetini dile getirmek için bir de beste yapmıştır.
Erbil’in değerli evladı Yunus Hattat Demirci’nin vefatı Erbil’den başka bütün Türkmeneli’nde büyük üzüntü yaratmıştır. Türkmen müziğine yaptığı hizmetten dolayı unutulmayacak olan sanatçımıza Tanrıdan rahmet dilerken, onun çok sevilen bestesinin sözlerini okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Garip Kaldım Makamı: Saba Söz ve Müzik: Yunus Hattat Demirci
Garip kaldım gurbet elde kimsem yox Xeber yoxtu nazlı yardan xeber yox Gözümde yaş Gévlim ataş Özüm garip Sözüm garip
Garibem yox gidenim Halıma rahm édenim Meni yétir yarıma Ey meni yaradanım Gözümde yaş Gévlim ataş Özüm garip Sözüm garip
Xeber yoxtu ehlimnen Öldüm Allah qehrimnen O günnen ‘aşqe düştüm Gün görmedim ömrümnen Gözümde yaş Gévlim ataş Özüm garip Sözüm garip
Gévlimde var gam dayım Bilmem hara gideyim Xo men Eyyüb degilem Bu qadar sabrédeyim Gözümde yaş Gévlim ataş Özüm garip Sözüm garip
Harda yarı göreyim Gözlerini öpeyim Felek bizi ayırdı Men bé-çara bendeyim Gözümde yaş Gévlim ataş Özüm garip Sözüm garip
|