ÖLÜMÜNÜN 4. YILINDA
“Beyaz gül kırmızı gül,
Güller arasından gelir,
Yarim girmiş beyaz azye
Beyram namazından gelir.”
Türkiye’de “beyaz gül kırmızı gül” türküsüyle tanınan, Irak Türklerinin şakrak bülbülü Abadulvahab BARGAŞ; (HABA)1945 yılında Kerkük’te doğdu. Okul gitmemesine rağmen, zeki ve yetenekli olduğunu usta sanatçı Reşe KÜLERIZA tarafından keşfedilmişti. “ Bu çocuğun kabiliyetlerini fark etmiş ve hamur gibi çocuğu yoğurmaya başlamış ”. demiş Reşe KULERIZA
HABA, Reşe KULERIZA’ nın çayhanesinde toplanan sanatçıların elde ettikleri sanat usullerine dikkat edip ve onlardan bir çok usulü öğrenmiştir. Çayhanede çırak olarak çalışan HABA’nın kulakları hep okunduğu usul, makam ve şarkılardaydı. Özellikle, İzzettin NİMAT’ın sesine âşık olur ve onu taklit etmeye başlar. Bunun yanında diğer ses sanatçıların seslerine ve okudukları makam ve hoyratlara kulak verirdi ve bu şekilde makam ve hoyrat usullerini öğrenmişti.
HABA’nın etkilendiği diğer bir sanatçı ise tanınmış sanatçımız Erbilli “MİŞKO” lakaplı Şevket SAİT idi. Reşe’nin çayhanesine Erbil’den mahsus gelen Mişko HABA ile tanışır ve zamandan beri dostlukları Mişko’nun ölümüne kadar devam etti.
1975 yılında ilk olarak bir törende Mışkoyla karşı karşıya gelen Haba; üç saati aşkın süre boyunca onunla beraber karşılıklı hoyrat okudu. Bu tören halkımızın ağzında destan oldu ve o günden beri Haba ile Mişko’nun hoyrat atışmaları Türkmen toplumu arsında unutulmayan bir boyut kazanmıştır.
Ayrıca, 1980 yılında Erbil’in İbn-Müstaifi salonunda düzenlenen büyük ve muhteşem bir törene katılan HABA; Irak’ın çeşitli bölgelerinde gelen Türkmenlerin beğenisini kazanır ve artık dillerde destan olan şarkı ve horyatlarıla, Türkmeneli’nin her köşesinde adı dillerden düşmeyen bir usta sanatçı olarak tanınır.
HABA’nın güzel sesi, farklı yorumu ve okuduğu Bayat usulünü en iyi icra edenlerden birisi oldu. Bu nedenle de kendisine has bir üslupla Bayat makamını okuduğu için bu makamın HABA versiyonu makam usullerine aklendi ve adına miras kalarak, Türkmen sanat tarihine geçti. Bunun yanında anonim Türkmen şarkı ve Türkülerini kendi yorumlarıyla icra ederek adeta Türkmen toplumunu ayaklandırdı ve yıllar boyu bu sanatçının okuduğu hoyratlarla beslenen halk, Irak’ın dört yanında varlıklarını bu yönde sürdürdüler…
Irak’ın siyasi durumundan kaynaklanan ve Türkmenler uygulanan asimle ve sindirme politikasına karşın HABA, eylemin hortlarla dile getirdi. Okuduğu siyasi hoyratlar onun başını birçok defa derde soktu. Baas partisi satılmışları tarafından defalarca tutuklandı. Kerkük, Bağdat muhaberatı tarafından sorgulandı…17 Ağustos 2001 yılında kalp krizi geçirerek tanırının rahmetine kavuştu…
“Ölümünden önce yaşadığı hadisler ve Kerkük Emniyeti tarafından sorguya çağırılan HABA’ nın ölümüne neden olan hadiseleri, yakın arkadaşı müzisyeni Harbi Şükür’ün ağzından kaleme alındı. Çok yakında sizlere sunacağıma söz veriyorum.” Ş.K.
skuzeci@hotmail.com
HABA’NIN ARDINDAN
HABA ÖLDÜ HAY HAVAR
Haba öldü hay havar (1) Türkmen'in azarı var Milletin sevdiğinden Her evde sıkıntı var
Haba dedi men varam (2) Dinle sözüm sen ağam Sıkıntı geçirirsev (3) Çağırram (4) ağam ağam
Dediler Haba öldü Gül çiçek neşe soldu Haba ölmüşse eğer Sesi tarihe doldu
Haba dedi ad koydum Dad koydum feryad koydum Türkmen'e hizmet için Her evde horyat koydum
Her zaman Haba'mız var Hicazla Sabamız var Uluslar arasında Sesiyle sedâmız var
Dr. ALİ İHSAN NAKİP/ A.B.D.
|